1803

 

BASIN AÇIKLAMASI

 

Diyanet İşleri Başkanlığı Avrupa’da ilgili ülkelerin anayasasına ve kanunlarına göre kurulan sivil toplum kuruluşlarının din görevlisi talebini yaklaşık 40 yıldır karşılamaktadır. Bugüne kadar hizmet yürütülen bu ülkelerde özgün bir model ortaya konmuş ve herhangi bir sorun yaşanmamıştır. Diyanet İşleri Başkanlığının ortaya koyduğu din hizmetleri toplumlarda şiddeti değil, her zaman barışı, güveni ve huzuru esas almıştır.

Son yıllarda özellikle Batı’da aşırı sağ fikirlerin, yabancı düşmanlığı ve İslamofobik temayüllerin artması ile birlikte söz konusu din hizmetlerine yönelik bazı ön yargılı kuşkuların sürekli gündemde tutulduğu bilinmektedir. Hâlbuki dünyanın büyük bir şiddet sarmalından geçtiği bugünlerde Diyanet İşleri Başkanlığının sunduğu din hizmetlerine her zamankinden daha fazla ihtiyaç bulunduğu açıktır.

Son günlerde Türkiye’de bazı basın-yayın organlarında “Diyanet MİT gibi çalışıyor” şeklinde gündeme taşınan haberlerin hiçbir gerçekliği yoktur. Bu tür haberlerden sonra Avrupa’da yayın yapan bazı medya organlarında yurt dışında görev yapan din görevlilerimizin “ajanlık ve jurnalcilik” ile suçlanması asla kabul edilemez. 40 yıldır Avrupa’da İslam’ın sahih bilgisi, evrensel değerleri, barışa ve güvenliğe vurgu yapan mesajları doğrultusunda görev yapan din görevlilerimize yönelik böylesine çirkin iftiraların atılarak adeta bir karalama kampanyasına dönüştürülmesi son derece kaygı ve endişe vericidir. Bu tür yayınların, özellikle 15 Temmuz Darbe girişiminden sonra yaygınlaşması, FETÖ/PDY’nin yurt dışında Türkiye aleyhtarlığına yönelik algı operasyonlarının bir parçasıdır. Terör örgütü olduğu tescillenen, darbe girişiminde bulunarak Türkiye’de demokrasiyi ortadan kaldırmaya çalışan, dini istismar eden, özel hayatın dokunulmazlığını ve mahremiyetini ihlal eden, tecessüs yapan FETÖ/PDY’nin yurt dışındaki faaliyetleri hakkında din görevlilerimizin uyarılması ve bu konuda bilgilendirilmesi, hem cami cemaatinin huzuru, hem birlikte yaşama kültürünün zedelenmemesi hem de Avrupa toplumunun güvenliği açısından hayati önemi haizdir. Hâl böyleyken asıl endişe verici olan ise bu tür yalan haberlere itibar edilmesi, Avrupa’daki bazı siyasi partilerin bunu bir propaganda malzemesi yapması, böylelikle yabancı düşmanlığı ve İslamofobinin tırmandırılmasıdır.

Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın dini vecibelerini ifa etmelerini kolaylaştırmak amacıyla yurtdışında görevlendirilen din görevlilerimizin, görev tanımının dışında herhangi bir faaliyetle iştigal etmeleri söz konusu değildir.

Diyanet İşleri Başkanlığının herhangi bir çalışanı hiçbir vatandaşımızın özellerini araştırma ve soruşturma gibi bir davranış içinde bulunamaz. Bu, sadece hukuken değil, dini olarak da İslâm’ın kesinlikle yasakladığı ve “tecessüs” olarak adlandırdığı ahlak ilkesinin bir gereğidir. Bu ve benzer hususlarda ortaya çıkabilecek gayr-i hukuki ve gayr-i ahlaki durumların, Başkanlığımızca inceleme ve değerlendirmeye alınacağından hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.