BİLGİDEN AHLÂKA…

542

İletişim teknolojisinin büyük bir ivme kazanmasıyla birlikte, yazılı ve görsel araçlarla bilgi paylaşımı son derece gelişmiş, bilgi, arzu edilen hedeflere ulaşmada ve birçok sorunun çözümünde büyük bir güç olmuştur.

Bugün bilginin gücü ve bilgi birikimimiz geçmişe göre kıyaslanamayacak kadar artmıştır. Bu doğrudur. Ama bireysel ve toplumsal hayatımızda huzursuzlukların arttığı, sosyal hayatta dengelerin gün geçtikçe daha da bozulduğu, insan hakları ihlâllerinden çevre kirlililiğine kadar birçok alandaki olumsuz gelişmeler sonucu, dünyanın gittikçe daha yaşanamaz bir hâl almaya başladığı da doğrudur. Ayrıca bilgi ve iletişim vasıtaları amacına uygun kullanamayarak, âdeta eğlence sektörüne dönüştürülmüş ve giderek enformatik bir kirlilik dünyaya egemen olmaya da başlamıştır. Başka bir ifadeyle, bilgiye ulaşma yollarının artması ve kolaylaşması, insanlık için beklenen huzuru getirememiştir.

Günümüzde üzerinde en çok durulması gereken konulardan biri, hiç kuşkusuz, insan- bilgi ilişkisinin ahlâkî boyutudur. Bilgi-ahlâk birlikteliği ve bilginin ahlâkî değerler ekseninde yerini alması, dün olduğu gibi bugün de, insanlık için hayati derecede önemini fazlasıyla korumaktadır.

Bilgi hiçbir zaman eskimeyen bir değerdir. Kişinin bildiklerini hayatına aktarması ve bilginin rehberliğinde hayatın güzelleşmesi ise çok kıymetli ahlâkî bir erdemdir. Çünkü, salt bilgi tek başına yeterli değildir; önemli olan, bilginin söylem olarak kalmayıp eyleme dönüştürülmesi/hayata yansıtılması ve içselleştirilerek olumlu davranışlara dönüştürülmesidir. Bu nedenle çalışma ahlâkı ve ticaret ahlâkı ne kadar önemliyse, bilgi ahlâkı, bilginin nasıl ve ne amaçla kullanılacağı konusu da o kadar önemli olmalıdır.

Yüce dinimiz bireysel ya da toplumsal plânda fayda getirmeyen, ortak değer ve ülkülerimizi aşındırmada araç olarak kullanılabilen ve ahlâkî değerler açısından olumsuzluk taşıyan bilgiye değer vermez. Dinimiz bilginin bilgeliğe sevk etmesini ister; bilgiyi ahlâkî bir hayat tarzına dönüştürmeyenleri de kınar. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), kişiye ve insanlığa fayda vermeyen bilgiden Yüce Allah’a sığınmıştır.

Son İlâhî dinin mensupları olarak bizler, dindarlığımızı bilgi, sevgi ve ahlâk boyutuyla zenginleştirip daha kuşatıcı bir hâle getirmek ve bunu davranış bilincine dönüştürmek zorundayız. Çünkü bizler, bütün insanlık için en güzel ahlâk elçisi olan bir peygamberin takipçileriyiz.
Ahlâkî değerlerle yoğrulmuş ve ahlâkın kılavuzluğu ile hayra yönelmiş bilgi, yalnızca Müslümanların değil, bütün insanlığın ihtiyacıdır. Bugün küresel boyutta yaşanan pek çok sorunun çözümü, bilgi ve değerin gücüne yönelmeye bağlıdır.

Ali Bardakoğlu