ÇOCUKLARDA OYUN VE OYUNCAĞIN ÖNEMİ

423

    Oyun çocuğun en önemli uğraşıdır. Çocuk; çevresini, çevresindeki kişileri, insan ilişkilerini oyun yoluyla öğrenir ve bunlardan yola çıkarak kendi kişiliğinin temellerini atmaya çalışır. Empati kurar; bir grubun üyesi olma, başkalarının haklarına saygı duyma ve iletişim becerileri gelişir.

    Çocuk oyun oynamak için birden fazla kişiye ihtiyaç duymaz. Kendi başına da oyun oynayabilir. Bağımsız oyun dediğimiz bu oyun çeşidinde, bir oyuncak ya da bir ev eşyası ile farklı şekillerde dakikalarca oynayabilir. Burada dikkat edilmesi gereken, çocuğun oyununun şeklidir. Eğer oyuncak ile amacına uygun olarak oynuyorsa bir problem yoktur ama amacı dışında oynuyorsa o çocuğun davranışları dikkatle izlenmelidir. Çünkü oyuncaklar ile amacı dışında oynamak bazı gelişimsel ve davranışsal problemler için ön tanı niteliğindedir.

    “Birlikte oyun” olarak tanımlanan oyun biçiminde çocuk, sosyal anlamda oyun oynamaya başlar. Çünkü artık başka çocuklar ile beraber oyun kurmakta, oyuncaklarını paylaşmaktadır. Bu dönemde oyun içinde kavgaların olması, sorunların çıkması doğaldır. Çocuk her sorun yaşadığında anne ya da babasına bunu iletecek, arkadaşını şikâyet edecektir. Böyle bir şikâyetle karşılaşan anne baba, çocuğu ya da arkadaşını azarlamamalı, onların oyununa ve oyun kurallarına müdahale etmemelidir. “Yaşadığınız sorunu kendiniz çözebilirsiniz, bu konuda ikinize de güveniyorum.” şeklinde bir açıklama yeterli olacaktır. Küçük yaşta kendi sorunlarını çözebilen bir çocuk, yetişkin olduğunda da karşılaştığı sorunların üstesinden gelmeyi başarabilecek, kimseye bağımlı olmayacaktır.

 

Çocukla Oyun Bir Keyiftir, Mesai Değil

    Çocuklar yalnız oynamaktan pek hoşlanmazlar. Yanlarında ya bir arkadaş, akran ya da anne babalarını isterler. Çocuklar için anne babaları ile oyun oynamak çok büyük bir zevktir. Anne baba ne kadar basit olursa olsun çocuğunun oyununu önemsemeli, oyunun bir parçası olmak için istekli olmalıdır. Bu nedenle oyuna bir iş, bir zorunluluk, çocukla geçirilen zorunlu zaman gibi bakmamak gerekir. Bütün günü çocukla oynayarak geçirmek mümkün değildir ama kaliteli olarak geçirilen kısa zamanlar bile çocuklar için çok değerlidir.

    Oyunu çocuğun gözünde didaktik (öğretici) bir hâle getirmemek gerekir. Amacımız; çocuğumuza bir şeyler öğretmek, onun bilgi ve becerisi hazinesini geliştirmek olduğu zaman oyun amacından uzaklaşmaya başlar.

 

Peki, bunları önlemek için neler yapabilirsiniz?

    Çocuğunuz için yapılandırılmış oyun ortamları kurmayın. Salon, mutfak, hatta banyo oyun alanı olabilir

    Oyuna bir misyon yüklemeyin.

    Her zaman çocuğunuz sizi oyuna çağırmasın, siz de onu oyun oynamak için davet edin.

    Oyun sırasında çocuğunuzun performans değerlendirmesini yapmayın.

    Her oyunda illaki bir oyuncak ya da materyal kullanmak zorunda değilsiniz.

    Oyun sırasında siz de keyif almaya çalışın.

    Çocuğunuz başka çocuklarla oynarken onu gözlemleyin. Neler yapıyor, nasıl iletişim kuruyor, sorunlarını nasıl çözüyor? Çocuğunuzu tanımanın en iyi yolu budur.

    Çocuğunuz başka çocuklarla oynarken yenilebilir, itilip kakılabilir, dışlanabilir. Çocuğunuzu savunmak için müdahale etmeyin. Bırakın çocuğunuz kendi sorunlarını kendisi çözsün.

    Çocukların oyun ihtiyacı hiç bitmez. Zaman olarak size uymayan anlarda bunu talep ederse bu ihtiyacını görmezden gelmeyin. “Şu anda işim var, bu işimi bitireyim seninle oynayacağım.” şeklinde erteleme yapabilirsiniz. Ama verdiğiniz sözü de mutlaka tutun.

Oyuncağın Cinsiyeti Olur mu?

    Anne baba adayları için çocuğun cinsiyeti çok önemlidir. Arabayla oynayan kız çocuk ya da bebekle oynayan erkek çocuk görünce beynimizden vurulmuşa dönüyoruz. Oysa oyuncağın cinsiyeti olmaz. Her çocuk istediği ve merak ettiği her oyuncak ile oynayabilir. Her oyuncağın çocuk gelişimine katkısı farklıdır.

 

Emine ERGÜN