HAYATIMIZDAKİ RIZIKLARI BİR KEZ DAHA DÜŞÜNELİM Mİ?

1268

عَنْ رَسُولِ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّهُ كَانَ يَقُولُ فِي دُعَائِهِ: اللَّهُمَّ ارْزُقْنِي حُبَّكَ وَحُبَّ مَنْ يَنْفَعُنِي حُبُّهُ عِنْدَكَ، اللَّهُمَّ مَا رَزَقْتَنِي مِمَّا أُحِبُّ فَاجْعَلْهُ قُوَّةً لِي فِيمَا تُحِبُّ، اللَّهُمَّ وَمَا زَوَيْتَ عَنِّي مِمَّا أُحِبُّ فَاجْعَلْهُ فَرَاغًا لِي فِيمَا تُحِبُّ

    Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle dua ederdi: “Allah’ım! Beni, senin sevginle ve sevgisi senin katında bana fayda verecek olan kimsenin sevgisiyle rızıklandır. Allah’ım! Sevdiğim şeylerden rızık olarak bana her ne verdiysen onları, senin sevdiğin konularda bana güç ve kuvvet yap. Allah’ım! Sevdiğim şeylerden her neyi benden aldıysan onları da senin sevdiğin hususlarda benim için bir vesile kıl.”

(Tirmizi, Deavat, 74, [Hadis no:3491].)

Rızık nedir?

    Sözlük manası itibarıyla kendisinden faydalanılan veya verilen şey demektir. Konuyla ilgili ayet ve hadislere baktığımızda rızkın sadece yenilebilir ve içilebilir şeylerle sınırlı olmadığı görülmektedir. Nitekim “Kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden infak ederler.” (Bakara, 2/3.) ayetini “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz.” (Âl-i İmran, 3/92.) ayetiyle beraber okuduğumuzda sevdiğimiz her şeyi rızık olarak değerlendirmek mümkündür. Aynı şekilde Hz. Şuayb’ın kendisine peygamberlik vazifesi verilmesini “güzel bir rızık” olarak nitelemesi (Hud, 11/88.), rızkın sadece yiyecek ve içeceklerle sınırlandırılmaması gerektiğine işaret etmektedir. Yine yukarıda yer verdiğimiz hadiste Hz. Peygamber’in ifade ettiği üzere Yüce Allah’ın sevgisi ve O’nun sevgisine/rızasına yaklaştıracak olan kişilerin sevgisi de bir rızıktır. Görülüyor ki etrafımızda rızık olarak değerlendireceğimiz pek çok şey vardır.

    Hayatımızdaki rızıklara dair bir liste yapacak olsak hiç şüphesiz yaratılmış olmayı yani yokluk âleminden varlık âlemine intikal etmeyi ve mahlûkat içerisinde de insan olarak yaratılmış olmayı listenin en başına yazabiliriz. İnsanın müminler safında yer alması da bu listenin başında yer alan bir başka büyük rızıktır. Çoğu zaman farkında olmadığımız sağlık bir rızıktır; hayırlı bir eşe, helal bir işe, haram karışmamış bir aşa sahip olmak rızıktır. Vefalı dostlarımızın olması, hâl hatır soran birilerinin yakınımızda bulunması bir rızıktır. Faydalı bir ilme ve kullukla geçen uzun bir ömre sahip olmak da başlı başına bir rızıktır. Bazen gülmek bir rızık iken bazen de ağlayabilmek bir rızıktır. Aynı şekilde bazen sahip olmak rızıkken bazen de mahrum kalmak bir rızıktır. Zira kişinin sevdiği şeylerin hayatından çıkması veya ondan en baştan beri mahrum kalması bir imtihan vesilesidir. Kişi bu şeylerin yokluğuna sabreder ve bu sebeple Allah’a dua ederek O’na daha da yakınlaşırsa bu mahrumiyet, onun için bir rızık olacaktır.

 

Gerçek rızık Allah’a yaklaştıran rızıktır

    Allah’ın rızık olarak verdiği her bir şey kulun şükretmesine vesile olur ve onu Allah’a yaklaştırırsa, bu hem dünyevi hem de uhrevi bir rızık olacaktır. Fakat bunun tam tersine, kulun sahip olduğu veya mahrum kaldığı şeyler onu azgınlığa sevk ediyorsa bu durum rızık olmanın ötesinde kişi için azap sebebi olabilecektir.

    Dolayısıyla her daim kula düşen nimeti de nikmeti (sıkıntı, musibet) de rızık saymak ve bunların her birini Rabbin rızasını kazanmak için fırsat bilmek olmalıdır.

Hadisten Öğrendiklerimiz

  1. Rızık sadece yenilip içilen şeyler değildir. Ayrıca rızık Yüce Allah’ın verdikleri değildir sadece; bazen mahrum kalınan şeyler de rızık olabilir.
  2. Kişi gerek sahip olduklarını gerekse mahrum kaldıklarını, kendisini Allah’a yaklaştıracak bir vesile olarak görmeye gayret etmelidir. İşte bunu yaptığı oranda hem dünyada hem de ahirette rızıklandırılanlardan olacaktır.

 

Halil KILIÇ